POPÜLER DAVAMIZ

Lise üçüncü sınıftayım. Sıraların üzerinde bir kâğıt dolaşıyor. Öğrencisi olduğum lisede bir ziyaret hazırlığı var; Mekke ve Medine’ye. İsteyen öğrenciler de katılabiliyor bu ziyaretçi kervanına. Ziyaret ve ziyaretçi kelimelerinin altını çizmek istiyorum burada, hem de fosforlu kalemle. ‘’Mekke-Medine Turu‘’ yahut ‘’Mekke-Medine Gezisi‘’ ifadelerini duydunuz mu hiç? Eminim ki duymadınız hatta tur ve gezi ifadeleri Mekke ve Medine’nin yanında kullanılınca kalbinizi rahatsız etti, kulaklarınıza abes geldi değil mi? Peki neden? Siz cevabınızı kendi içinizde hazırlarken ben de size kendi cevabımı vereyim, aynı şeyleri düşündüğümüze de eminim. Mekke ve Medine âlem-i İslam için kutsallık ifade eden şehirlerdir. Hz.Muhammed (s.a.v) ibadet maksatlı yolculuk yapılacak mescitleri bizlere öğretirken Mekke’de bulunan Mescid-i Haram’ı ve Medine’de bulunan Mescid-i Nebevi’yi de zikreder. Yani bu şehirlere ve içlerinde barındırdıkları bu mescitlere ancak ve ancak ibadet maksadıyla yolculuk yaparız. Alışveriş yapmak, kum tepeleri üzerinden selfie çekinmek, herkesin gitme imkânı bulamadığı ve göremediği bu mekanları gezmek için değil. Bu nedenle Mekke ve Medine gezeceğimiz, tur grubuyla etrafını turlayacağımız şehirler değil, bilakis ibadet etmenin merkezi şehirleridir. Vasıflarına uygun olarak kullanılacak kelimeler de ziyaret ve ziyaretçi kelimeleridir. Bu açıklamadan sonra sıraların üzerinde dolaşan kâğıda geri dönmek istiyorum. Aldım elime kâğıdı ve inceledim. Öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımız ile birlikte organize edebileceğimiz bir umre programıydı. O an içimde bir arzu ve hasret oluştuğunu fark ettim. Hamdolsun Rabbim beni de davet etmiş ki o sene o topraklara kavuşup vahyin merkezinde vahyin muhatabı olduğumu hissettim. Kutsal şehirleri ziyaret eden her insan gibi döndükten sonra içim daha çok yanmıştı ve her fırsatı değerlendirerek o topraklara gitme gayreti içerisindeydim. Zannediyordum ki ziyaret etmem gereken kutsal mescitler arasında ayrım yapmaksızın (!) vazifemi yerine getirmiştim. Bunun yanı sıra nedenini anlayamadığım şekilde kalbim başka bir şehir için de atmaya başlamıştı. Mekke ve Medine’ye kavuşma arzum ne kadar şiddetli ise O’nun için de aynı arzuyu besliyor ve O’na da kavuşmak istiyordum. Bu şehir Beytülmakdis şehri/Kudüs’tü. Peki, hakkında detaylı bilgiye sahip olmayışıma rağmen beni bu şehre çeken neydi? 

Öğrendim ki Beytülmakdis şehri/Kudüs, bağrında bana ait olan bir inciyi taşıyordu ve bu incinin ismini de bizlere Hz. Muhammed (s.a.v) öğretiyordu. "İbadet maksatlı sadece şu üç mescide yolculuk yapılır: Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebî ve Mescid-i Aksâ.’’ (1.  Buhârî, Mescidü Mekke 1, 6; Savm 67; Sayd 26; Müslim, Hac 415, 511, 512; Ebû Davud, Menâsik 94;Tirmizî, Salat 126; Nasaî, Mesâcid 10; Dârimî, Salat 132; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 234, 238, 278, 501; III, 7, 34, 45, 51, 53, 64, 71, 75, 78, 93, VI, 7)

Üç parçalı bir puzzle vardı karşımızda lakin biz hadis-i şerifi tabiri caiz ise ‘’..ve Mescid-i Aksa‘’ kısmından bölüp atmıştık. Efendimiz (s.a.v.) sadece Mescid-i Haram’ı ve Mescid-i Nebevi’yi zikrediyor gibi iki mescidi tıklım tıklım dolduruyor fakat Mescid-i Aksa’nın avlusunu boynu bükük bırakıyorduk. Yıllardır ondan habersiz geçirdiğim günlere şaşırıyor, Müslümanlar olarak ne kadar gaflet içinde olduğumuzu düşünüp üzülüyordum.  Hatta fark ettim ki Mescid-i Aksa’nın neresi olduğu hususunda dahi ihtilaf halindeydik. Hakkında ezberden öteye geçmeyen birkaç bilgi dışında onu yakinen tanımadığımız için de ‘’Kudüs Turu’’ yahut ‘’ Kudüs Gezisi ‘’ ifadelerini ona yakıştırıyor ve kullanıyorduk. Oysaki Müslümanların ilk kıblesi, yeryüzünde inşa edilen ikinci mescit, üçüncü Harem-i Şerif, İsra ve Miraç yurdu olan Mescid-i Aksa ancak ve ancak ibadet edilmek üzere ziyaret edilirdi. 

Peki, Müslümanların üçüncü Harem-i Şerif'i Mescid-i Aksa neden diğer kardeşleri Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi gibi tanınmıyordu? Bu sorunun birden çok cevabı olmakla birlikte en gözde cevap bu toprakların işgal edilmiş olmasıdır. Yıllardır süregelen korkutma ve yıldırma politikalarının yanı sıra bu şehrin İslami kimliğini yok etmeye çalışarak Siyonist Yahudilere ait bir şehir olduğu imajının düzenli olarak dayatılması sonucu Beytülmakdis şehri/Kudüs ve bağrında barındırdığı Mescid-i Aksa dini manada ki değerini gönüllerimizde ve zihinlerimizde kaybetmişti.. Artık sadece siyasi bir mesele olarak algılanan Filistin davası aslında Müslümanlar için imani bir davadır. 

Her şeyden önce ise Mescid-i Aksa ayettir. İsrâ sûresi 1. âyet-i kerime sadece Filistin halkına inmediğine göre Mescid-i Aksa’yı ilgilendiren her mesele âlem-i İslam’ın meseledir. Bugün, 14 yıl boyunca Efendimiz'in (s.a.v.) ve ashabının ilk kıblesi olmuş Mescid-i Aksa işgal altında ve günümüz Müslümanları olarak  ‘’Beytülmakdis şehrini/Kudüs’ü abartmıyor musunuz, Filistin popüler bir dava…‘’ gibi çok çarpıcı ve akıl almaz cümleler kuruyoruz. Gerçekten abartmış ve dahi hak ettiği değeri vermiş olsaydık Beytülmakdis şehri/Kudüs bu durumda olur muydu? 103 yıldır işgalin varlığını sürdürmesi sonucu birkaç slogan atmaktan ibaret olan çalışmalarımız dahi bizi Kudüs yorgunu haline getirmiş, meselenin özünden uzaklaşarak popüler dava ifadesini kullanacak kadar idrak seviyelerimiz kapanmış. Peki ya evleri gasp edilen ve yerlerine Siyonist Yahudi ailelerin yerleştirildiği Müslüman aileler ne kadar yorgun düşünüyor muyuz? Üstelik evlerine el koymakla birlikte yıkılması da söz konusu ve Filistinli ailelerden ev yıkım bedeli olarak ücret talep ediyorlar. Ücreti ödeme imkânınız yok ise evinizi kendi ellerinizle yıkmanız isteniyor ! Ümmetin gözbebeği, vazgeçilmez parçalarımızdan biri olan Mescid-i Aksa’yı korumak için canı ve malı ile bedel ödeyen din kardeşlerimizin maddi ve manevi olarak ne kadar yanındayız? 

Sevgili okur, sen de dahil bu ümmet bir anne ve tabiri caiz ise üç evlat ikram edilmiş bizlere. Hangi anne evlatları arasında ayrım yapar? Cevap çok net, hiçbir anne evlatları arasında ayrım yapmaz diyeceksin değil mi ? Elbette ki birisi hasta olduğu vakit anne, gece onun başında nöbet tutar, ateşini takip eder, çocuğunun iyileşmesi için fiili ve kavli çaba sarf eder. Bu durum da diğer iki evladını önemsemediği, sevmediği anlamına gelmez pek tabii. Çünkü her birinin yeri özel, her biri ayrılmaz bir candır. Bugün seninle Beytülmakdis şehri/Kudüs üzerine hasbihal ediyorsak Mekke ve Medine’yi arka plana attığımız için değil, yaralı Mescid-i Aksa’nın gerekli ihtimamı görmesi, hak ettiği değeri yeniden kazanabilmesi, kardeşleri gibi dolup taşması içindir. Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) namazda yüzünü bu mescide dönmüş, ashabı bu mescidi sevmiş ve dahi orada yaşamak için hicret etmiş. Bizler için Mescid-i Aksa, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’den ayrılmaz bir parçadır. Onu yalnız ve tek başına bırakma. Allah-u Teala’nın sana ikram ettiği bu hediyeyi geri çevirme. Bu üç mescit ‘’ La ilahe illallah ‘’ diyenlerindir. Gayr-ı Müslimlerin ayak basması caiz değildir, peki bugün Mescid-i Aksa’nın avlusunda Müslüman kanına bulanmış Siyonist Yahudi postalları varken sen neredesin? Mescid-i Haram’ın ve Mescid-i Nebevi’nin sadece Suudi Arabistan halkına ait olduğunu düşünmediğin gibi  ‘’ Mescid-i Aksa benimdir ! ‘’ diyebilmelisin. Bugüne dek üç parçalı puzzle ın iki parçası konulmuştu önüne lakin sen bir parçanın daha olduğunu hatırla ve o parçayı koy yerine; hem gönlünde hem de zihninde. 

Üç mescidi birlikte ziyaret edeceğimiz günlere hasretle, selametle …



Büşranur Gürbulak/ NEÜ AK İlahiyat Fak. 4. Sınıf Öğrencisi


Yorumlar


  1. Beytü'l-Makdis davasının popüler bir dava olmadığını, Mekke ve Medine ne ise Beytü'l-Makdis'in de o olduğunu anlatan oldukça istifadeli bir yazı olmuş. Okunulmasını şiddetle tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  2. Cok hayırlı ve faideli bir yazı idi Elhamdülillah elinize emeginize saglik Rabbim kaleminize kuvvet versin daha nice yazılar yazıp insanlarin istifade etmesini dilerim...

    YanıtlaSil
  3. Eline sağlık Büşra ablacığım, çok güzel noktalara değinmiş, önemli meselelere dikkat çekmişsin.. İstifâde edeni çok olsun inşallah💛

    YanıtlaSil
  4. Eline sağlık,ne de güzel kelimelere dökmüşsün özellikle hasta çocuk örneği o kadar doğru bir ornek olmuş ki 🌹Allah razı olsun 🤍

    YanıtlaSil
  5. Alalh bu davada sizi daim eylesin inşaallah bizi ve gençleri bu davaya katılmanızı nasib eder

    YanıtlaSil

Yorum Gönder