ÜMMET'İN İZZETİ, GAZZE'DEN BAŞLAR!
"Kudüs bir sınav
kâğıdı, her mümin kulun önünde." Cahit ZARİFOĞLU
"Mescidi Aksâ'yı gördüm düşümde,bir çocuk gibi
ağlıyordu. Dayanamam bu ayrılığa, kucaklasın beni İslâm diyordu." Mehmet
Akif İNAN
“Kalbimin bir yarısı Mekke, diğer yarısı Medine; üzerinde
bir tül gibi Kudüs vardır."Nuri PAKDİL
Kudüs üzerine nice sözler söylendi. Nice niyetler alındı,
nice dualar edildi, Nice canlar verildi…
Meseleye uzaktan
bakınca her şeyin bunlardan ibaret olduğu zannediliyor. Veya bunları yapınca
"Tamam, İşte şimdi Kudüs kurtulur."
Diye düşünülüyor. Bir yere kadar davalarımız... Sanki, hep bir şartı var bu davada bulunmanın. Halbuki bu dava
şartsız. Gündemin yoğunluğuna, birkaç hafta sürecek boykota veya sosyal medya
hesaplarında kalan / fiiliyata dökülmeyen paylaşımlarla sınırlı değil bu dava.
Kudüs’ün çok geniş ve detaylı bir konu olduğu inkâr edilemez
bir gerçek. Fakat Gelin, Kudüs direnişinde önemli bir rolü olan,İslâmî Direniş
Hareketi (HAMAS)’ı ele alalım.
Açılımı, İslami Direniş Hareketi olan HAMAS, 1987 yılında
kurucuları arasında Şehit Şeyh Ahmed Yasin'in de bulunduğu, Filistin devleti
adına kurulan siyasi ve askeri bir harekettir. Hem siyasi hem askeri anlamda etkinliği
olan HAMAS, bu gücü tamamen halkından ve inandığı Filistin davasından
almaktadır. Genel merkezi Gazze'dedir. İşgal güçlerinin bu denli orayı niye
hedef aldığı da bundan olsa gerek. Zira HAMAS, 15 yıldır abluka altında bulunan
Gazze'de tüm imkansızlıklara rağmen ciddi bir güç teşkil etmektedir. Hatta öyle
ki insansız hava aracına sahip olmuş ve bununla İsrail'e tehdit oluşturacak
güce ulaşmıştır.
HAMAS 2006’da iktidara geldiğinde, halk içerisinde siyasi
anlamda da birlik ve bütünlüğü sağlamak amacıyla diğer siyasi partilerle
birlikte hükümeti kurmak için çağrıda bulundu. Esasen partiler içerisinde küçük
ayrışmalar olsa da bu Filistin direnişini etkilemedi. Gelin görün ki, Devlet
başkanı Mahmut Abbas seçimleri iptal etti. Onun istediği, sonucu önceden belli
olan bir seçimdi. Yani Hamas’ın kazanmayacağı bir seçim.
Bu sebeple HAMAS’ın mücadele ettiği bir diğer konu da adil
bir yöneticinin başa geçmesiydi. Bu durum Filistinlilerin ne azmini ne de
mücadelesini kırmadı. Gün geçmiyor ki mücadelenin olmadığı bir gün olsun. İslam
ümmetinin sırt döndüğü bu dava; esasen bir halkın, devletin veya ırkın değil,
ümmetin davasıdır. Çünkü bu davayı Allah kutsamıştır. İsra suresinin ilk ayeti
kerimesinde, Allah’u Teâlâ şöyle buyurur: 'Kulu Muhammed'i bir gece Mescid-i
Haram'dan yola çıkararak, kendisine bazı mucizeleri gösterelim diye, çevresini
kutsal kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya ulaştıran Allah her türlü noksanlıktan
uzaktır. O her şeyi işiten ve her şeyi görendir." Allah’ın kutsal kıldığı
bir davada, zafer muhakkaktır.Önemli olan, o zafer gerçekleşirken bizim nerede durduğumuz
ve ne yaptığımızdır. Nitekim Hadid suresinin 10. Ayeti Kerimesinde şöyle
buyurulur: "Fetihten önce Allah yolunda savaşan ve harcayan ile fetihten
sonra Allah yolunda savaşan ve harcayanın değeri asla bir değildir."
Siyasi güç, askeri güç ile desteklendiği takdirde bir anlam
ifade edecektir. Buna istinaden HAMAS, İzzettin el-Kassam Tugayları adıyla
askeri gücünü oluşturmuştur. Bu kol, adını Filistin mücadelesinde anılan
isimlerden şehit İzzettin el-Kassam'dan almaktadır. El-Kassam resmi olarak,
1992 yılında kuruldu ve direnişe başladı. Tamamen Filistinlilerden oluşan bu Tugaylar,
dışarıdan hiçbir insani desteği kabul etmemektedir. Ayrıca mensuplarını askeri,
dini ve kültürel anlamda ciddi bir eğitime tabi tutmaktadır.
Süreç içinde
başarılarına bakacak olursak, Kassam Tugaylarının İsrail'i psikolojik olarak çökerttiği
görülür. Korku psikolojisinin onlarda aldığı hal, HAMAS’ın esir aldığı bir
İsrail askeri karşısında 27 bin Filistinlinin serbest bırakılmasını sağlayacak boyuttadır.
Bu başarıyı sağlayan ise; ürettikleri füzeler, insansız hava araçları ve
roketlerle ciddi bir güç kazanmalarıdır.
Son günlerde adından ciddi anlamda bahsettiren Hamas’ın
bölgede ki olaylara etkisi ise çok büyük. Çünkü İşgalci İsrail devleti,Ramazan
ayı başlarken 28 Ramazan / 10 Mayıs’ta Mescid-i Aksâ'ya baskın düzenleyip orayı
tamamen ele geçireceğini ve Mescid-i Aksâ'nın en yakın mahallelerinden Şeyh
Cerrah mahallesinin sakinlerini oradan çıkarıp işgalci Yahudileri yerleştirerek
bölgeyi tamamen kendi kontrolüne alma planını duyurdu.Bu duyuru, işgal
devletinin Müslümansız bir Mescid-i Aksâ için yaptığı planlardan sadece
biridir. Şeyh Cerrah mahallesindeki
Müslümanların oradaki varlığı, Birleşmiş Milletler tarafından verilen karar
sonucudur. Ancak gelinen son durumda, BM tepkisiz. Başlatılan diyalog
girişimleri de cevapsız kaldı.
Direnişin resmi gücü HAMAS, işgalci İsrail devletinin Şeyh
Cerrah mahallesine ve Mescid-i Aksâ’ya yapacağı bir girişimin cevapsız
kalmayacağını duyurmuştu.Nitekim beklenen oldu ve işgal güçlerinin Mescidi Aksa
ve civarında Ramazan ayı boyunca sürdürdüğü çatışmalara hem halkın hem de
HAMAS’ın tepki vermesi ile zafer elde
edildi. Gazze'den, işgalci İsrail
tarafına atılan ve menzili 200 km’yi bulan roketler öyle korkutmuş olacak
ki,İsrailliler sığınaklara kaçmak zorunda kaldılar. Şu anda işgalci Yahudilerin
%75'i sığınaklarda yaşıyor.50 bin Yahudi ülkeyi terk etmiş durumda. En ufak bir
siren sesinde -buna ellerinde silah bulunan askerler de dahil-
kaçışıyorlar.Gazze halkı ise tam tersi, kendini sokağa atıyor yaşananlar
esnasında. Hepsinin ağzında ise tek bir cümle çıkıyor: "HAMAS'ı
vermeyeceğiz. Ki, vermediler de. Zira Hamas düşerse Filistin düşer. Filistin
düşerse, Kudüs'te düşer.
İşgalci İsrail devletinin kendi içinde geldiği duruma
bakacak olursak, Yahudi askerleri ile Arap asıllı askerleri arasında
anlaşmazlık neticesinde ordu içinde büyük bir kriz ortaya çıkmış durumda. İşgalci
Netanyahu'nun orduya verdiği; Gazze'ye saldırı emri, ordunun, "Daha fazla
asker lazım" cevabı ile sonuçsuz kaldı. Kara harekâtı ise başlatılamadı.
Nitekim İsrail meselelerinde uzman olan Dr. Adnan Abu Amer yapılması olası bir
kara harekâtı için şöyle dedi: "Düşman, Gazze'ye kara harekâtı aptallığını
yaparsa avcı konumundan avlanan konumuna düşecektir." Burada belirtmek
isteriz ki avcı konumunda olan sadece işgal güçleri değil, zira bugünlerde
Gazze tarih yazıyor. Attığı füzelerin sayısı sadece bir fragman niteliğinde
diyebiliriz. Bu zaferin elde edilmesi direnişçilerin yaptığı büyük
fedakarlıklar neticesinde gerçekleşti.Tabi birde Gazze'de, 2 milyar Müslüman
aleminin izzeti adına mücadele eden Hamas sayesinde.
Gelinen son durumda ise işgal devleti İsrail'in isteği
üzerine Gazze'de ateşkes başlamış durumda. İşgal devleti buna mecburdu, zira
uzun süreli savaşmak Yahudi milletinin karakterine ters bir durumdur. Tabiri
caizse Yahudiler vur-kaç taktiği ile hareket eden bir millettir. Filistinlilerin
verdiği mücadele ve ülke genelinde işgale karşı başlatılan grevin işgal ekonomisini
ciddi boyutta sarsması, işgalcileri buna mecbur bırakmıştır. Ve görünen o ki,
artık Gazze için bu son saldırıdır. Çünkü işgal devletinin politikası tamamen
kendilerine dönen bir ok haline gelmiş ve artık geri dönülemez yola
girmiştir. Nitekim direnişe fiili
desteğin sadece Gazze ve Kudüs'ten değil 1948 topraklarından da destek gelmiş olması
buna işaret etmektedir.
İşsizlik oranının %49, yoksulluk oranının %56 olduğu,
umutların her gün yıkılıp her gün yeniden dirildiği Gazze de halkın HAMAS'ı korumak
için gösterdiği bu direniş ve fedakârlığı olmasaydı bugün Mescid-i Aksâ
Siyonistlerin elinde olacaktı. İmkânsızlıklar içerisinde bu kadar başarılı
olmuş İslami Direniş Hareketi Hamas'ın
zaferinde her birimize sorumluluğumuzu hatırlatma mahiyetinde merhum Mehmet
Akif Ersoy'un şu şiiri ile anlatayım:
"Ey dipdiri meyyit 'İki el bir baş içindir.'
Davransana... Ellerde senin baş da senindir.
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana sen böyle değildin."
HANİFE NUR YANAR / NECMETTİN ERBAKAN NİVERSİTESİ HÜR GENÇ
ÖĞRENCİ TOPLULUĞU-BEYTÜLMAKDİS HANIMLAR KOMİSYONU
Sizlere sunulmuş olan yazı, Hür Genç Beytülmakdis Hanımlar
Komisyonu üyesi Hanife Nur YANAR'ın Filistin İletişim Medya Derneği - FİMED
Yönetim. Kurulu Üyesi olan Filistinli gazeteci-yazar Mohammed AbuTaqiya ile
yaptığı röportaj sonucu ortaya çıkmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder